2 Aralık 2007 Pazar

MSN Yardım Kampanyası


Unicef & MSN Yardım Kampanyası

Tabağınızdaki yemeği çöpe atmadan önce lütfen açlıktan ölen insanları düşünün!



Afrika`da açlıktan çocuklar ölmekte, Unicef`in MSN ile yaptığı anlaşma sonucu,



ölen ve geriye kalan çocuklar için yardım kampanyası başlatılmıştır.



Bu maili ne kadar çok kişiye gönderirseniz, bu anlaşma gereği 5 EURO, Unicef`in hesabına geçecektir.



Afrika ve tsunami çocuklarımıza. 'Şefkat Çağrısı' kampanyamıza katılın lütfen.



Aldığınız bu mail ve az sonra göndereceğiniz mailiniz 10 EURO kazandırdı bile Unicef`e.



Lütfen ölmekte olan çocukları yaşatalım. Her 3 saniyede 1 çocuğun açlıktan öldüğünü unutmayalım.



BU MAILI TÜM YAKINLARIMIZA YOLLAYALIM...



...herşey gönlünüzce olsun...

BİRLEŞİK KELİMELERİN YAZILIŞI

BİRLEŞİK KELİMELERİN YAZILIŞI
Dilimizde önemli bir yer tutan pekiştirme sıfatları bitişik yazılır:
Apaçık, kapkara, kupkuru, sipsivri, sapasağlam, dümdüz …
Birleşik kelime durumuna girmiş kelimeler bitişik yazılır:
Babayiğit, dedikodu, delikanlı, gecekondu, kabadayı, yelkovan …
Ev, ocak ve yurt kelimeleriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır:
Bakım evi, aş evi, radyo evi, sağlık ocağı, öğrenci yurdu, sağlık yurdu …
Hane kelimesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır:
Pastahane, hastahane, yatakhane, yemekhane …
Birleştirmede yer alan kelimeler eski anlamlarını koruyorlarsa bu tür birleşik kelimeler ayrı yazılır:
Kara yolu, gül suyu, kuru üzüm, ay tutulması, balık yumurtası, yıl sonu…
Yardımcı fiillerle yapılan birtakım birleşik fiiller ayrı yazılır:
Yardım etmek, yol olmak, göç etmek, hayret etmek, gelin olmak…
Dilimizdeki “af, his, ret, zan” gibi birtakım kelimeler “etmek, olmak, eylemek” yardımcı fiilleriyle birleşirken söylenişlerine uyularak yeni ses alırlar. Bu kelimeler bitişik yazılır:
af + etmek __ affetmek, His + etmek __ hissetmek …
“Emir, hüküm, keşif, nakil, kayıp” gibi birtakım kelimeler “etmek, eylemek, olmak” yardımcı fiilleriyle birleşirken ikinci hecelerdeki ünlüleri düşürürler. Bu kelimelerle yapılan birleşik fiiller bitişik yazılır:
emir + etmek __ emretmek, kayıp + olmak __ kaybolmak …
“-a, -e, -ı, -i, -u, -ü” ekleriyle yapılan birleşik fiiller bitişik yazılır:
Bakmak + kalmak __ bakakalmak
yapmak + bilmek __ yapabilmek …
İki ya da daha çok kelimeden oluşan yerleşim merkezi adları bitişik yazılır:
Karaköy, Dörtyol, Gürgentepe, Tepeköy …
Sıfat ya da isim tamlaması biçiminde oluşmuş ve bu şekilde kalıplaşmış yer adları ve dağ, deniz, ova adları bitişik yazılır:
Kızılırmak, Çukurova, Uludağ, Akdeniz, Ulukışla…

Uzun Mehmet kimdir

Uzun Mehmet
Zonguldak bölgesindeki taş kömürünü ilk defa bulan Uzun Mehmet, askerliğini bahriye emrinde yapmıştır. Bahriyenin her sene terhis ettiği askere, vaktin iyi düşünen bahriye subayları, donanmanın yaktığı İngiliz kömürlerini numune olarak gösteriyorlar ve memleketlerine döndükleri zaman bu taş kömürünün benzerini aramalarını, bulanların mükafatlandırılacağını söylüyorlardı. Gene bu deniz kumandanlarının fikir ve teşvikleriyle de padişah II. Mahmut bir irade çıkarmış, memleketin her tarafında taş kömürü aranmasını emretmiştir.
Bahriye neferi Uzun Mehmet, köyüne döndükten sonra yılmaz bir azimle, numunesini getirdiği taş kömürünü aramaya koyulmuş ve nihayet kör talihinin eseri olarak değil, bir araştırma aşkının hayırlı neticesi olarak ilk maden damarını bulmuştur.
Uzun Mehmet, mevsimin hasat sonu olması sebebiyle tarlasından kaldırdığı zahiresini öğütmek için Ereğli'de Köseağzı denilen bir mevkide değirmene gitmiş ve o gün değirmenin çarklarını çeviren derenin kenarında gezerken sel sularının sürüklediği moloz yığınları arasında taş kömürü parçalarına rastlamıştır.
Uzun Mehmet, değirmenin ocağında bulduğu bu taşları yakarak kömür olduğunu iyice anladıktan sonra, dere boyunca, günlerce süren zahmetli bir araştırma sonunda Zonguldak bölgesinin ilk taş kömürü damarını bulmuştur.
Uzun Mehmet, bu damardan aldığı numuneleri karadan yürüyerek İstanbul'a götürmüş ve bahriye idaresine vermiştir. Uzun Mehmet memlekete toprak altında gömülü bir servet hazinesinin anahtarını bu keşfiyle hediye ettikten sonra vaktin hükümetinden elli altın mükafat almış ve küçük bir maaş yardımı görmüştür.
Bu sıralarda, Ereğli'de padişah namına hüküm süren Hacı İsmail Ağa isminde bir derebeyi vardı. Bu derebeyi Uzun Mehmet'in ilk maden damarını buluşunu kuduz bir öfke ile karşılamıştır. Çünkü padişahın iradesi üzerine o da bir çok araştırıcı takımıyla her tarafta kömür arıyordu.
Ereğli'nin derebeyi, Uzun Mehmet gibi memleketine hizmet aşkıyla bu işe sarılmamıştı. O, maden kömürünü bulduktan sonra bu buluşunu padişaha bir çok yeni ve zengin imtiyazlar karşılığında haber vermeyi tasarlıyordu. Onun için Uzun Mehmet'in kömürü kimseye haber vermeden İstanbul'a götürüşü, derebeyinin büyük menfaatlerini baltalamıştı. Ereğli derebeyi, Uzun Mehmet'e beslediği gayzı zavallı kömür kaşifini öldürmekle aldı ve sarayının cellatlarına, Uzun Mehmet'i İstanbul hanlarından birinde boğazlattı.
Bugün sanayiin ekmeği demek olan maden kömürünü bizde ilk bulan milli kahraman bu suretle keşfini kanıyla suladı. Milli servetimizin başlıca kaynaklarından biri kömür hazinelerimizin kaşifi Uzun Mehmet adlı Türk çocuğu milyarlar değerindeki buluşunu hayatıyla ödemiş oldu.

Zonguldagın ekonami geliri

Zonguldak – Ekonomi,
Zonguldak – Ekonomi

TAŞ KÖMÜRÜ
Zonguldak ilde bulunan doğal kaynakların yönlendirdiği bir ekonomik yapı göstermektedir. İl tarım dışı kesimlerin ağırlık kazandığı
bir kaç ilden biridir.
Zonguldak, yeraltı kaynakları açısından zengin illerden biridir. Zonguldak� ta taşkömüründen başka, alüminyum (boksit), demir, manganez, barit, dolamit, kalker, kuvarsit, şiferton yatakları bulunmaktadır. Bunlardan manganez, kalker ve şiferton yatakları işletilmektedir.
Taşkömürü Havza Sınırları

İmtiyaz sahası; 11.150 km2 si karada, 2.200 km2 si de denizde olmak üzere 13.350 km2 lik bir alanı kapsamaktadır.
Rezerv


Kuzeybatı Anadolu Taşkömürü Havzası Zonguldak ve Kastamonu illerinin, Kdz. Ereğli ve bağlı Karataş suyundan İnebolu iskelesine kadar takriben 200 km�lik bir sahil şeridi bulunur. Beş ayrı üretim bölgesinde taş kömür rezervleri henüz tam anlamıyla tespit edilmiş değildir. Bilinen rezervler deniz seviyesinden -1200 m derinliğe göre hesaplanmış olup, -1500 m derinliğe göre etüt ve hesaplama çalışmaları devam etmektedir.Bugüne kadar yapılan araştırma ve hesaplamalara göre 1997 yılı sonu itibariyle 428 milyon tonu görünür, 245 milyon tonu mümkün ve 445 milyon tonu muhtemel olmak üzere toplam 1.119 milyon ton taşkömürü rezervleri belirlenmiştir. Tespit edilen taşkömürü rezervlerine göre önümüzdeki yıllarda sağlanacak üretim artışları da dikkate alındığında havza ömrünün yaklaşık 100 yıl olacağı tahmin edilmektedir.
Taş kömürünün Ülke Ekonomisinde Yeri
Başta Demir Çelik olmak üzere metalürji Endüstrisinin tüm kesimlerinde ihtiyaç duyulan en önemli hammaddelerden biri de metalürji koktur.
1970 yılından itibaren ülkemizde gelişen Demir Çelik sektörünün ihtiyacı iç üretimle karşılanamaz olmuş ve ithal taşkömürünün ülke
ekonomisine girişi kaçınılmaz hale gelmiştir. 1973 yılında 16 bin ton ile başlayan ithalat, diğer sanayi sektörlerinde de ithalata yönelmesiyle
1997 yılında yaklaşık 9,5 milyon tona ulaşmıştır. 1997 yılı itibariyle taşkömürü üretiminin ülke ekonomisine katkısı 105.9 milyon dolardır.

Taşkömürü İşletmeciliğinin Tarihçesi

İşletmecilik Başlangıcı ( 1843 - 1848 )

1830 - 1848 tarihleri arasındaki arama ve işletmecilik faaliyetleri hakkında çok ayrıntılı bilgi olmamakla birlikte; 1843 tarihli resmi belgelerde,
Ereğli ve Amasra�da üretilen �vapur kömürünün� İstanbul� da pazarlamasından ve gerekli düzenlemelerin yapılmasından sonra devlet
hazinesine sağlayacağı katkıdan söz edilmektedir. 1848� de yapılan inceleme ve düzenlemelerle, Ereğli � Amasra arasında
Taş kömürü bulunan yerler
saptanarak �havza sınırları� ilk kez tanımlanmıştır.
- Hazine- İ Hassa ( Evkaf Nezareti ) Yönetimi (1848 - 1854)
- İngiliz (Galatalı Sarraflar) Kömür Kumpanyası İşletmeciliği (1849 - 1854)
- Kırım Savaşı (Geçici İngiliz) Yönetimi (1854 - 1856)
- Hazine- İ Hassa ( Evkaf Nezareti ) Yönetimi (1856 - 1861) Emanet İdare İşletmeciliği (1856 - 1859);
-Zafiropulos İşletmeciliği (1859- 1860)
- İngiliz Kömür Kumpanyası İşletmeciliği (1860- 1861)
- Hazine-İ Hassa ( Evkaf Nezareti ) Yönetimi ( 1861 � 1865)
- Bahriye Nezareti Yönetimi (1865 � 1908 )
- Tersane İdaresi İşletmeciliği (1865 � 1882 )
- Yerli- Yabancı Sermaye Şirketleri İşletmeciliği (1882 - 1940)
- Nafia Nezareti Yönetimi (1908- 1909)
- Orman ve Maadin Ticaret ve Ziraat Nezareti Yönetimi (1909- 1920)
- Dünya Ve Ulusal Kurtuluş Savaşı Dönemi (1914- 1922)
- İktisat Vekaleti Yönetimi (1920-1940)
- İş Bankası İşletmeciliği (1926- 1940 )
- Etibank ve EKİ işletmeciliği (1937-1940 )
- Etibank Ve EKİ Yönetimi (1940- 1957)
- TKİ Yönetimi (1957- 1984)
- TTK Yönetimi (1984-)
TTK' nın Zonguldak ve Bölgeye Katkısı

TTK (daha önceki ismiyle Ereğli Kömürleri İşletmesi - EKİ ) , bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasında itici güç olmuştur. Yarattığı istihdam kapasitesi ve yan sektörler ile Zonguldak ve bölge illerinde (özellikle Bartın ve Karabük) yaratılan katma değerin temel belirleyicisi ve kaynağını teşkil etmiştir. Zonguldak'ın tarihsel gelişimi içinde TTK, endüstri, ulaşım, enerji, haberleşme, ticaret ve altyapı donanımlarının gerçekleştirilmesini bizzat üstlenmiştir. Beş üretim müessesesi, bulundukları bölgede endüstriyel gelişmeyle birlikte kentleşmenin de yolunu açmışlar, ekonomik ve sosyal kalkınma bu bağlamda hız kazanmıştır.

Türkiye'nin 3 temel demir çelik fabrikasından 2 tanesi salt hammadde kaynağına yakınlık nedeniyle o zamanki ilimiz sınırları içinde kurulmuştur. Bugün 3.3 milyon tonluk yassı çelik üretim kapasitesiyle ülke gereksiniminin % 60'ını karşılayan ERDEMİR ve 1.1 milyon tonluk uzun mamul üretim kapasitesiyle ülke ihtiyacının % 15'ini karşılayan KARDEMİR' in varlık nedenleri de TTK'dır.TTK'nın ülke enerji talebinin karşılanmasında rolü büyük olmuştur. EKİ bünyesinde kurulan ÇATES'de üretilen elektrik enerjisi, enerji nakil hatlarıyla iletilerek, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya başta olmak üzere, ülkemizde endüstrileşme tohumlarının atıldığı ve bugün de ekonomimizin itici gücü olan Marmara Bölgesinin o zamanki ihtiyacı karşılanmıştır.

TTK; ilimizin ve bölgenin kalkınmasında, karayolları ve demiryolları yapımından liman işletmesine, maden makineleri imalatından altyapı yatırımlarına kadar geniş bir yelpazede projeler gerçekleştirmiş ve salt taşkömürü üretim değeri ile sınırlı olmayan, hesaplanamayacak devasa katma değerler yaratmıştır. Bu süreç, hala azımsanmayacak oranlarda devam etmektedir. Bugünün Zonguldak'ının yaratılmasında , sözü edilen bölge ve illerin bugünlere gelmesinde TTK `nın etkinliğinin tarihte hak ettiği yeri alması gerekmektedir.

Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü ilimizde 5 Müesese Müdürlüğü ile hizmet vermektedir. Bunlar sırasıyla; KOZLU - ÜZÜLMEZ - KARADON - ARMUTÇUK - AMASRA Müesese Müdürlükleridir.

Türkiye Taşkömürü Kurumunda 2003 yılı sonu itibariyle yaklaşık ; 14.700 kişi istihdam edilmektedir. Kurumun 2003 yılı Taşkömürü üretimi 2 milyon 8 bin ton olarak gerçekleşmiştir.